Göz kuruluğu, -adından da anlaşılacağı üzere- gözdeki nemliliği sağlayan gözyaşının azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan ve gözde kaşıntı, yanma, batma hissi oluşturan bir rahatsızlıktır.
Gözyaşının temel görevi gözü ıslatarak görme netliği sağlamak, yıkayarak mikropları ve toz gibi yabancı cisimleri gözden uzaklaştırmak, enfeksiyonlara karşı korumak ve gözü beslemek olduğu için, gözyaşındaki azalma ya da gözyaşının kalitesinin bozulması göz sağlığı açısından riskli bir durumdur. Göz kuruluğu durumunda, önlem ve tedavi için mutlaka uzman bir doktora başvurmak gerekir. Yine de sizlere en çok merak edilen göz kuruluğu, ne iyi gelir, teşhisi, tedavisi gibi konularda bilgi verelim.
Göz Kuruluğu Belirtileri
En belirgin göz kuruluğu belirtisi gözün kızarıklığı, yanma, göz içinde bir şey varmışçasına batma ve kaşıntıdır. Bunun yanında şu belirtiler de eşlik edebilir:
Göz Kuruluğu Tanısı Nasıl Konur?
Göz kuruluğunun tanısı için hastadaki belirtiler doktor tarafından değerlendirilir ve hasta göz kapaklarının ve göz kırpma dinamiklerinin de incelendiği detaylı bir göz muayenesinden geçer.
Muayenenin yanı sıra gözyaşı miktarını ve kalitesini ölçmek ve tedaviyi belirlemek için Schirmer Testi, Gözyaşı Filmi Kırılma Zaman, Floresein, Lissamin Yeşili ve Rose Bengal ve İmpresyon Sitolojisi gibi testlerden biri ya da birkaçına da başvurulabilir.
Göz Kuruluğu Neden Olur?
Bu rahatsız edici durum, hastaya bağlı nedenlerle oluşabileceği gibi çevresel faktörler sebebiyle de olabilir. Bilgisayar, telefon, televizyon gibi ekranlarda uzun saatler geçirmek ya da kontakt lensin yanlış kullanımı göz kuruluğunun en yaygın nedenlerindendir. Ancak, vitamin eksikliğinden ya da otoimmün hastalıklar ve tabii ki yaşlanma en sık görülen nedenidir.
Gelin birlikte “gözde kuruluk neden olur” sorusuna cevaben, en yaygın rastlanan sebeplere detaylıca göz atalım:
Modern hayatın bir parçası olarak hepimiz gün içerisinde cep telefonumuzda, bilgisayar ekranında çok uzun saatler geçiriyoruz. Halbuki ekrana bakarken göz kırpma sayısı normal değerinin üçte birine kadar düşer. Bu da gözün yeterince nemlenmesine yol açar.
Bu sebeple uzun saatler ekrana bakacaksak, gözlerin belli aralıklarla dinlendirilmesi çok önemlidir.
Göz kuruluğunun en önemli sebeplerinden biri de kontakt lenslerin doğru ve uygun şekilde kullanılmamasıdır. Gece uyurken lenslerin çıkarılmaması, temizliğine dikkat edilmemesi ya da oksijen geçirgenliği olmayan lensler kullanılması gözyaşının yapısında bozukluğa neden olur. Bu da göz kuruluğuna yol açar.
Yaşlanma ile birlikte birçok vücut fonksiyonundaki değişimin bir parçası olarak gözyaşı üretiminde de azalma olur. Özellikle kadınlarda menopoz döneminde kadınlarda göz kuruluğu sıkça rastlanan bir şikayettir. Bu nedenle 50 yaş ve üzeri kişilerde göz kuruluğu risk faktörü daha yüksek sayılabilir.
Başka bir hastalık için alınan kalp ilaçları, tansiyon ilaçları, alerji ilaçları, uyku hapları, sinir ilaçları ve ağrı kesiciler, gözyaşını oluşturan 3 biyokimyasaldan biri olan mukus üretiminin azalmasına yol açabilir. Böyle bir durum yaşanırsa, ilacın prospektüsünün kontrol edilmesinin ardından doktora başvurulması önerilir.
Yediklerimizin göz sağlığı ile doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Özellikle domates, havuç, yeşil ve kırmızı biber gibi renkli sebzelerde, ıspanak, brokoli ve yeşil yapraklı sebzelerde, balık yağında, karaciğerde, süt, peynir ve yumurtada bulunan A vitamini gözün doğal nemini ve yapısını koruması için çok gereklidir. Eksikliği ise başta göz kuruluğu olmak üzere gözde türlü rahatsızlıklara sebep olabilir. Bunun yanında yeterli miktarda su içmek de çok önemlidir. Özellikle karasal iklimde ve çok sıcak havalarda en az 1,5 litre su içmek göz sağlığı açısından da faydalı olacaktır.
Uyku ise, gün içinde yorulan gözün dinlenmesi ve böylece doğal olarak fonksiyon göstermesi için elzemdir.
Rüzgârın çok sert estiği soğuk iklimlerde ya da yoğun klima kullanılan ortamlarda göz kuruluğu görülme sıklığı daha yüksektir. Gözün, şiddetli rüzgâra, sıcağa ya da soğuğa maruz kalması da gözyaşı salgısında değişikliklere sebep olur. Bu da göz kuruluğuna yol açabilir.
Göz dışı hastalıklar, örneğin bir otoimmün hastalığı olan sjögren sendromu, diyabet, romatoid artrit, lupus, tiroid bozukluklar salgı bezlerinin görevini tam anlamıyla yapmasını engelleyebilir. Dolayısıyla gözyaşı üretimi de azalabilir.
Gözde ve göz kapağında gelişen iltihap ve enfeksiyonlara genellikle göz kuruluğu da eşlik eder. Bu hastalığa yönelik tedavi göz kuruluğu belirtilerini de ortadan kaldıracaktır.
Daha önce geçirilmiş lazer göz ameliyatları, enflamasyon veya radyasyondan kaynaklanan gözyaşı bezi hasarı da göz kuruluğuna neden olabilir.
Göz Kuruluğuna Ne İyi Gelir?
Aşağıda belirtilen bazı basit tedbirler ve yaşam tarzındaki değişiklikler göz kuruluğunun oluşmasını önleyebilir ya da belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir:
Göz Kuruluğu Nasıl Geçer?
Göze bağlı sebeplerle oluşan göz kuruluğu tedavisi, sebebe bağlı olarak farklı şekillerde yapılabilir:
Ayrıca, göz kuruluğunun sebebi gözdeki iltihap ya da enfeksiyon da olabilir ve bu durumda antibiyotikli solüsyonların kullanılması gerekebilir. Bu durumda da yanlış damla kullanımı tedaviyi geciktirebilir.
Eğer göz kuruluğu belirtileri gösteriyorsanız en kısa zamanda muayene olmanızı tavsiye ederiz. Aksi takdirde göz kuruluğu ömür boyu yaşam kalitenizi etkileyecek kronik bir hale gelebilir.
Göz Vakfı Hastaneleri Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.